Bir haftadır sıklıkla kullanılan bir kalıp var: interpretatio cessat in claris. Doğrudan
bu Latince kalıbı kullanmamış olsak bile, anlamı itibariyle neredeyse ağızlara
sakız oldu. Anlamı şu: Metnin anlamının açık olduğu durumda yorum yapılmaz.
Bu meseleyi gündeme getiren ilk olay, YSK’nin
referandumdaki, ‘mühürsüz oylar geçersiz’ hükmünü yorumlayarak, ‘mühürsüz oylar
dışarıdan getirildikleri kanıtlanmadıkça geçerlidir’ şeklinde karar almasıydı.
Bu kararı eleştirenlerin büyük bir kısmının argümanı, yasa hükmünün ‘açık’
olduğu, dolayısıyla böyle bir durumda yorum yaparak hükmün tersine bir sonuç
çıkarmanın mümkün olmadığı şeklindeydi.
İkinci olay ise YSK’nin bu kararına yapılan itirazlara karşı
yargı yoluna gidilebileceğinin iddia edilmesi. YSK’nin kararına karşı bazı
siyasi partiler Danıştay’a, Anayasa Mahkemesi’ne ve AİHM’ye gideceklerini ilan
ettiler. Bu iddia ve girişimler ise, Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı başta olmak
üzere referandumun Evetçi cephesinin, hatta ‘Hayır’ oyu vermiş olan bazı
hukukçular tarafından yine aynı argümanla eleştirildi. Anayasa’nın 79. maddesi “Yüksek
Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz” diyordu ve bu
hükmün açıklığı karşısında başka bir mercie, doğal olarak da herhangi bir yargı
organına başvurulamazdı. Elbette bu hukuk dili: İsteyen istediği yere başvurur
da, bir sonuç alınamaz anlamına gelir.
Hoş, sadece bu iki olay değil; uzunca bir süredir, özellikle
de KHK rejiminin başladığı dönemden beri ‘kanununun’ veya ‘anayasanın’ açık
hükümlerinden ve bunların ihlallerinden bahsediyoruz. Misal: OHAL KHK’si ile
olağanüstü hal ilgilendirmeyen ve olağanüstü hal dönemini aşan sonuçları olan
kararlar alınabilir mi, düzenlemeler yapılabilir mi? Taraflardan biri, Anayasa
hükmünün ‘açık’ olduğunu ve böyle kararlar alınamayacağın, düzenlemeler
yapılamayacağını söylerken, diğer taraf bunların ‘gerekli’ olduğunu ve
yapılabileceğini söylüyordu.
Uzunca bir süredir yorum meselesi ile ilgileniyorum.
Dosdoğru söyleyeyim: interpretatio cessat in claris kalıbının
ima ettiği hiçbir şeye katılmıyorum. Hukuk
Metodolojisinin Sorunları’nın (Nora, 2017) daha başında şöyle demişim: “…herhangi
bir hukuk kuralının anlamı daima kapalıdır”. Açık anlamı olan bir kural yoktur,
olamaz. Anlamın açıklığı/kapalılığı bir taraftan bağlama diğer taraftan
konvansiyona bağlıdır. Dolayısıyla yukarıdaki tartışmalarda tarafların argümanları
sadece ‘açık anlam’ oldukları müddetçe sağlam değillerdir.
Peki mesele nedir? ‘Açık anlam’ argümanını kullanamayacaksak
neyi kullanacağız? Bugüne kadar yazdığım ve çevirdiğim makale ve kitaplarda bu
meseleyi anlatmaya çalışıyorum. Kısaca anlatabilecek durumda değilim. Ama
meselenin özü sanırım tercih ettiğiniz yorum stratejilerinde ve kurmak
istediğiniz hukuk düzeninde. Eğer özgürlükçü bir hukuk idealine sahipseniz,
devlet erkinin sınırlandırılması yönünde yorum yapmalısınız. Bunu anlamı, OHAL
KHKleri söz konusu olduğunda OHAL KHKlerinin alanını ve süresini kısa
tutmaktır. Aynı şekilde, OHAL KHKleri için yargı yoluna başvurulup
başvurulmayacağı hakkında fikir beyan ederken, Bakanlar Kurulu’nun eline
sınırsız ve denetimsiz yetki vermemek için anayasal sınırlarını aşan OHAL
KHKlerinin idari yargı veya AYM tarafından denetlenmesi gerektiği sonucuna
ulaşırsınız. Buna uygun şekilde YSK’nin kararlarına itiraz söz konusu olduğunda
da YSK’yi başına buyruk, yerine göre baskı altında iktidar lehine karar veren
ve denetimsiz bir kurum olmaması için, gerekçesi ikna edememiş ve yetki
sınırını aşmış olduğu durumlarda mahkeme denetimine tabi tutarsınız. Bütün
bunların gündelik siyasetle ve güç ilişkileriyle elbette yakından ilişkisi var,
ama hepimiz, yazan çizen konuşan insanlar, iddialarımızı ikna edici
gerekçelerle desteklemek durumundayız. ‘Açık hüküm’ gerekçesi tek başına ikna
edicilikten uzaktır. Söylediğiniz sözün politik bir yönü vardır ve ne tarafta
durduğunuzu gösterir. O yüzden, yukarıdaki tartışmalarda tarafsız kalmak filan
mümkün değildir. Ne tarafta durduğunuzu kendinize sormalısınız? Kurumların ve
kişilerin sınırsız ve denetimsiz gücü mü yoksa ikna edici olmayan gerekçelere
sahip kararların denetlenebilmesi mi?
Kolay gelsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder